Connect with us

Araştırma ve Raporlar

YAPAY ZEKÂ KULLANMAYAN YAYA KALACAK!

Şirketler gidişatlarını okuyabilmek, önlerini görebilmek ve hedef belirleyebilmek için milyonlarca veriyi doğru analiz etmek zorunda. Devasa veri tarlalarını artık kara sabanla sürmek imkânsız. Mutlaka yapay zekâdan yararlanmak gerekiyor. Dünya çapında ödüllü yapay zekâ firması Tazi’nin CEO’su Zehra Çataltape’nin altını çizdiği gibi “analizi yapabilen ve ona göre aksiyon alabilen” yoluna devam edebilecek.

Yapay zekânın, bir fantastik; bir de hayatın içine girmiş ve giderek yaygınlaşan fonksiyonel boyutu var. Teknolojik gelişmelerin başta sanayi olmak üzere pek çok sektöre yön verip rota çizdiği bir çağda yaşıyoruz. Dijitalleşen teknolojiyi, yazılımlar yönetiyor. Yapay zekâ sistemleri de belirli algoritmalar üzerinden yürüyen bir yazılım türü. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) bünyesindeki ARI Teknokent’te yapay zekâ üreten Tazi firmasının CEO’su ve aynı zamanda İTÜ’de akademisyen olan Zehra Çataltepe’yle yaptığımız görüşmede iyice netleşti ki, yapay zekâyı kullanmayan ya da bu teknolojiden yararlanmayan şirketler yaya kalmaya mahkûm. Peki, yapay zekâ neyi sağlıyor? Hangi sektörlerde daha öne çıkıyor? Onu neden bilmek ve öğrenmek zorundayız? Bu ve benzeri pek çok soruyu; yapay zekada en üst teknolojileri üreten şirketleri seçen Gartner’ın ‘2019 Cool Vendors in Artificial Intelligence Core Technologies’ araştırma raporuna dünya genelinde girmeyi başaran dört şirketten biri olan Tazi’nin tepe yöneticisi Çataltepe’ye yönelttik. Verdiği bilgiler, KOBİ’ler için kelimenin tam anlamıyla altın değerinde.
-Öncelikle yapay zekânın ne olduğunu en sade ve anlaşılır ifadelerle tarif edebilir misiniz? Konunun kamuoyundaki bilinirliği ‘Acaba robotlar dünyanın yönetimini ele geçirip insanlığı kontrolü altına mı alacak?’ düzleminde ilerliyor çünkü…
Robotların dünyayı istila edeceğine ilişkin yapay zekâyla ilgili oluşturulan bu tür hikâyeler var. Bilim-kurgu filmlerinde yapay zekânın hep negatif etkilere sebep olacağı teması işleniyor. Çünkü bu yaklaşım iyi prim yapıyor. Hollywood’un derdi film satmak.
-Oluşan bu tabloda; dünyada tekel olmayı amaçlayan egemen güçlerin bu filmlerin propagandasıyla kendileri haricindekilerin yapay zekânın gerçek boyutundan uzaklaşmasını istemelerinin rolü de var mıdır?
Açıkçası organize güçlerin olduğu ve hepimizi yönettiği iddiasına inanmıyorum. Herkesin yapabilecekleri olduğu görüşündeyim. Hollywood’un mantığıyla, ‘Dünyayı robotlar istila edecek’ derseniz, tabi ki filminizin satma ihtimali artıyor. Hollywood’un kriteri bu; bilgilendirmek gibi vizyonu ve misyonu yok.
-Yapay zekâyı, robotların istilası iddiasına indirgemek bir Hollywood yaklaşımı diyorsunuz özetle…
Hollywood ve bilim-kurgu yaklaşımıdır bu.

TAZİ CEO’su Prof. Dr. Zehra Çataltepe

“VERİ TARLASI KARA SABANLA SÜRÜLEMEZ”
-O halde ne anlamalıyız yapay zekâ deyince?
Yapay zekâ denilen şey aslında işe yarayacak bir alet. Dedemin nesli tarımı toprağı kara sabanla sürerek yaptı. Babamın nesli ise motorla sürerek yapıyor. Aynı durum toplanan verilerle uğraşan insanlar için de geçerli. Neredeyse “kara sabanla tarla sürme” konumundalar. Dünyanın verisi üzerlerine yığılı halde. Bunlardan çıkaracakları ve işe yarayacak o kadar çok bilgi var ki… Artık her yerde sürekli veri üretiliyor. Elimizdeki telefonla, araba kullanırken, internette alışveriş yaparken… Bu verilerle işletme sahipleri hangi ürünün bize uygun olduğunu bulmaya; müşterilerini memnun edip edemediklerini öğrenmeye çalışıyorlar. Riskleri ölçmek, piyasaya yeni bir ürün sunmak istiyorlar. Şöyle bir dertleri var şu anda: “Müşteriyle ilgili pek çok veri topluyorum; bu verilerle ben ne yapacağım?” .Terabaytlarca veri toplanmış durumda. 3-4 veri bilimcisi (data scientist) bunları işliyor. Bu kişiler bir iki model kuruyorlar. Bu koskoca tarlanın içerisinde küçücük bir yere bir bitki ekip onu sulamaya benziyor. Oysa o tarlanın hepsinin ekilip sulanması gerekiyor. Yani devasa bir veri tarlası var ve tamamının işlenmesi lazım. Yapay zekâ araçları, bu veri tarlasından işe yarayacak bilgileri ortaya çıkarıyor. Bu da işletmelerin gelecekle ilgili planlarını en iyi şekilde yapabilmelerini sağlıyor.

“YAPAY ZEKÂDA TANIMLAMA, TAHMİN VE REÇETE VERME DİYE ÜÇ BÖLÜM VAR”
-Anladığım kadarıyla yapay zekâ araçları veri tarlasını sürerek analizler ortaya koyuyor…
Normal veri analizinde şu kadar kâr ya da zarar edilmiş gibi genel bilgiler söyleniyor. Yapay zekânın içinde üç ayrı bölüm var. Birincisi tanımlama (depiction). Bunda zararın ve karın hangi durumların etkisiyle oluştuğu belirtiliyor. İşletmeci bilgilerle ‘zarar etmişim diye’ hemen karalar bağlamıyor. Zararın nasıl oluştuğunu görüp, öngörülerde bulunup ona göre aksiyon alabiliyor. Yapay zekâdaki ikinci bölüm ise tahmin (prediction). Gelecekle ilgili bir takım tahminlerde bulunabiliyorsunuz. Örneğin, şu müşterilerimle ilgili şu aksiyonları alırsam sonunda şu kadar kâr ya da zarar edeceğim; müşteri sayım sabit kalacak, artacak ya da azalacak diyebiliyorsunuz. Olabilecek olayları geçmişteki müşteri davranışlarına bakarak tahmin edebiliyorsunuz.
-Yapay zekâ araçlarının yaptığı, hesaplamaları ve analizleri hızlandırıp kolaylaştırmak mı?
Hesaplamaları ve analizleri hem kolaylaştırıyor hem de mümkün hale getiriyor. Çünkü milyonlarca- müşterinin davranışını insanların gözle incelemesi mümkün değil. İnsanlardan bunu yapmasını istemek, ‘Al sana kara saban, İstanbul’un bütün tarlalarını sür’ anlamına geliyor. Yapay zekâdaki üçüncü bölüm de reçete verme (prescription). Öngörülenlerin hayata geçmesi için yapılması gerekenler. Yapay zekâ, tahminlere ve öngörülere göre gelecekte ne yapmanız gerektiğini söyleyebiliyor. Gördüğünüz gibi, yapay zekâda, robotlar dünyayı istila edecekten ziyade, “yapılması gereken dünyanın işi var ve bu işleri siz yapmazsanız başka şirketler gelip sizin yerinize yapıp müşterilerinizi daha iyi anlayacak ve onlara daha iyi ürünler sunacaklar” konusu var.

“DAHA ZİYADE TEKDÜZE İŞLER YAPAY ZEKÂYA DEVROLACAK”
-Akıllı teknolojiler ilerledikçe insan gücü endeksli pek çok işi makineler yapmaya başladı. Kol işçiliği azaldı. Yapay zekâ yaygınlaştığında hangi meslek gruplarının yerine geçmiş olacak?
Otomotiv endüstrisinden bir örnekle açıklayayım. Oto yan sanayi var. Bir otomobilin motoru, şanzımanı, kaputu, boyası, lastiği, benzini, yağı ve suyu gibi bir sürü unsuru; üretilen malzemeleri ve servisleri; sürücü kursları var. Otomobilden önce olmayan pek iş sonrasında hayatın içinde yer aldı. Otomobil sayesinde hayal etmediğimiz yerlere gidiyor ve işleri yapıyoruz. Hayal etmediğimiz kadar geniş düşünebiliyoruz. Çok farklı şeyler icat edebiliyor hale geliyoruz. Yapay zekâda da buna benzer bir süreç gelişecek. Yapay zekâ insanların şu anda yaptığı bazı şeyleri yapacak. Bunlar daha ziyade tekdüze işler olacak. Birçok işte 300 yerine 150 insana ihtiyacınız olacak. Boşa çıkan 150 insanı tekdüze olmayan daha önemli işlerde istihdam edebileceksiniz. Örneğin yapay zekâyla soğanları makineler soyacak. Ama soyulan soğanlarla değişik türdeki yemekleri yine insanlar yapacak. Çok büyük çaptaki verilerin analizlerinin yapay zekâyla ortaya konulmasından sonra insanların edinebilecekleri birçok yeni meslek çıkacak.

“YAPAY ZEKÂ , İNSANA ZAMAN KAZANDIRACAK”
-Özellikle dijital teknolojide yazılımlar ön planda. Yapay zekâda yazılımın yanı sıra başka hangi faktörler rol oynuyor?
Yapay zekâ, her türlü alana müdahil olan bir teknoloji. Bu yüzden yalnızca yazılımdan ibaret değil. Komünikasyon ve özellikle sosyal iletişim çok önemli olacak. Disiplinlerarası çalışabilmek fazlaca öne çıkacak. Sürekli mühendisler yetiştiren bir toplumuz. Öğrencilerime sürekli ‘grup çalışması yapın’, ‘beraberce bir şey üretin’ diyorum. Çünkü yapay zekânın olduğu yerde insanlar ancak birbirleriyle konuşarak ve yapay zekâyla iletişime geçerek daha iyi çözümler üretiyor ve daha ilginç işler yapıyor olacaklar. Çünkü bu bir yarış. Gideceği anlaşılan müşteriye ne önerileceği konusunda insanların düşünmeye fırsatları ve düşünecek zamanları olacak. Aynı zamanda yeni şeyler icat etmeye başlayacaklar. Yapay zekâ insana zaman kazandıracak.

TAZİ ekibi.

“YAPAY ZEKÂYI, SADECE VERİ BİLİMCİLER DEĞİL; İŞ İNSANLARI DA ANLAYABİLMELİ”
-Peki, yapay zekâyı bu sistemin içinde kim yönetecek? Senkron nasıl sağlanacak?
Şu anda yapay zekânın dilinden bu konuda eğitim alan veri bilimci dediğimiz insanlar anlıyorlar. Makine mühendislerinin motorun nasıl çalıştığını bilmeleri gibi bu kişiler de yapay zekâ algoritmalarının nasıl çalıştığını iyi biliyorlar. Bir iş ortamında tabi ki sadece veriden sonuç çıkaracak yapay zekâ yok. İş hedefleri, müşteriler var. İşletmenin hedefleri ile yapay zekânın aynı yere doğru gidiyor olması için yapay zekâ sistemlerinin sadece veri bilimcilerinin anladığı değil, iş insanlarının da anladığı ve beraberce aksiyon alabildiği yapıda olması çok önemli. Bizim Tazi’de yaptığımız işlerin en önemlilerinden biri bu. Tazi, yapay zekâ ürünü üreten bir şirket. Yazılımlarımız diğer yapay zekâ yazılımlarından farklı. Sadece veri bilimciler tarafından değil, iş insanlarınca da kullanılmak üzere üretilmekte.
-O yüzden mi Gartner raporuna girmeyi başaran 4 firmadan biri olabildiniz?
Rapora girme sebeplerimizden biri bu. İş insanları bizi anlayabiliyor. Anladıklarından aksiyon alabiliyorlar. Buna ilaveten yapay zekâyı yönlendirebiliyorlar da. Yani yapay zekânın yanlış yapacağını düşünüyorlarsa buna müdahale edebiliyorlar.
-Yapay zekâ o iş insanının çalışanı gibi mi oluyor bir bakıma?
Aynen öyle. Bir bakıma çırağı gibi oluyor. Yapay zekânın tutup da 20, 30 yıllık iş tecrübesinin yerine geçmesi çok çok zor. Çünkü insanı insan yapan yalnızca o iş tecrübesi değil; başka bir sürü özellik var.

“İMKÂNSIZ HEDEFLER KOYMAK YERİNE, BAK SENİN PROBLEMİN ŞU DENİLMELİ”
-Yapay zekâ hangi iş kollarında fonksiyonel hale geldi? Öngörülerinize göre ilerde ne kadar yaygınlaşacak?
Mesela şeker hastası olan annem bu hastalığımı iyileştirmemde yapay zekâyla bana yardımcı olmanı bekliyorum diyor. Bir şeyin gelecekte nasıl olabileceğiyle ilgili tahmin yapabiliyorsanız, bu tahmini yapacak kadar veri ve tecrübe birikmişse; o zaman bu tahminde faydalanabilen kazanacak faydalanamayan da kazanacak. Bir durumda şekerin yükselebileceği biliniyorsa, bu defalarca ölçümlenebilmişse genel olarak o insana sen şekerden uzak deniyor. Yapay zekâyla; insanlara imkânsız hedefler koymak yerine, bak senin problemin tam bu, şunu yapmazsan şekerin yükselmeyecek denilebilecek hale geliniyor.
-Konuyu şirket yönetiminden ülke yönetimine getirirsek, yapay zekâ burada da devreye girebilir mi?
Tahmin edilebilen ve edilemeyenler var. Mesela hisse senedi piyasasını tahmin etmek zordur. Birçok konuya dair veriyi bir araya getirip onların toplu olarak sonucunun ne olacağını tahmin etmeye çalıştığınızda, bazı tahminler imkânsızlaşır.
-Örneğin bir zekâ programı Türkiye’nin ihtiyacına göre üniversite kontenjanlarını ayarlayabilir mi?
Bu konuda elbette ki planlama mümkün ve yapıldığına da eminim. Fakat eğitim, uzun soluklu bir iş. 300 tane fazla mühendis yetiştireceğim denildiğinde anında olmaz. Yapay zekâ bir takım iyileştirmelerde eğitim ve istihdamda kesinlikle kullanılabilir ama yüzde yüz sonuç alınacak denilemez.

“ASLINDA YAPAY ZEKÂ ŞU ANDA HAYATIN İÇİNDE”
-Yapay zekâ yazılımlarının telefon ve bilgisayar yazılımlarından farkı var mı?
Hollywood propagandasından dolayı zekâ kelimesine çok büyük anlam yüklüyoruz. Aslında telefonlardaki android sisteminde yapay zekâ çalışıyor. Yol bulma algoritmalarının içinde yapay zekâ var zaten. Telefona kaydedilen konuşmayı yazıya döken yapay zekâ. Fotoğrafın sizin daha hoşunuza gidecek biçimde olmasına sağlayan çok sayıda yapay zekâ algoritması var. Kameranın aldığı görüntü birçok işlemden sonra size sunuluyor. Telefon ve elektrik şebekelerinde darboğazların ve arıza ihtimallerinin önceden görülmesini ve tedbirler alınmasına yardımcı olan yapay zekâlar da kullanımda. Gördüğünüz gibi bunların hiçbiri Hollywood işleri değil.
-Türkiye, yapay zekâ yazılımları üretilmesinde hangi konumda bulunuyor?
İTÜ ARI Teknokent firması olarak biz bu işi Türkiye’deki insan kaynaklarıyla ürettik. Az önceki soruda da değindiğiniz gibi dünya çapında en üst teknolojileri üreten yapay zekâ şirketlerini seçen Gartner’ın ‘2019 Cool Vendors in Artificial Intelligence Core Technologies’ araştırma raporunda yer alan dört şirketten biri olduk. Tazi, raporda ‘Cool Vendor’ olarak adlandırıldı. Bu Türkiye’de yapay zekâ yazılımının başarıyla yapıldığını ortaya koyuyor. Türkiye’de sadece biz yokuz. Diyebilirim ki her üniversitemizde yapay zekâ üzerine dersler veriliyor.

“TÜRKİYE YAZILIM KONUSUNDA ÇOK İYİ BİR YERDE”
-Kullandığımız yazılımların ne kadarı yerli üretim?
Bunun cevabını bilemem ama şunu kesinlikle söyleyebilirim. Türkiye, yazılım konusunda çok iyi bir yerde. Ukrayna ve Polonya gibi yurtdışında yazılımcı olarak iyi tanınan bir ülke. Yapay zekayı kullanma ve üretme konusunda; özellikle finansta, bankacılıkta, sigortacılıkta Türkiye’deki şirketler Avrupa’nın çoğu ülkelerindekilerden daha iyi durumdalar. Türkiye çok büyük potansiyeli olan bir pazar.
-Yapay zekâ yazılımı ihraç ediyor muyuz peki?
Dışarıya yapay zeka ürünü satar şirketler var. Biz de ihraç ediyoruz. Bankacılıktaki ihracatımız iyi düzeyde. Ayrıca Türkiye’de yazılım şirketi olup dünya çapında yatırımlar alan, satılan çok şirket var.

“İNSANLARDAN DA ÖĞRENEBİLEN YAPAY ZEKÂ SİSTEMİNİ OLUŞTURDUK”
-Tazi’nin kısa, orta ve uzun vadedeki hedefleri nelerdir?
Sürekli öğrenen; insanların anlayabildiği, söylediği şeylere göre aksiyon alabildiği ve insanlardan da öğrenebilen; sadece veri bilimcilerin değil, iş insanlarının da kullanabildiği bir yapay zekâ sistemi oluşturduk. Bu sistem sayesinde perakende, finans ve sigorta şirketlerinden müşterilerimiz var. Müşterilerimiz yapay zekâ modellerini kendileri üretebiliyor, ne yaptığını anlayabiliyor ve ona göre aksiyon alabiliyorlar. Bunu gördüğümüz için çok mutluyuz. Balık tutmayı öğretme metoduyla çalışıyoruz. Başta müşteriye bir ürün veriyoruz. İhtiyaçları varsa ilk yapay zekâ probleminde ellerinden tutuyoruz. Sonraki problemleri verdiğimiz eğitim doğrultusunda kendiniz çözebilirsiniz diyoruz. Saydığım sektörlerde yapay zekâyı iş insanlarına kullandırtabiliyor olmayı gerçekleştirdik. Hayalimiz ise, yapay zekâyı sadece iş insanlarının değil, sokaktaki insanların da kullanabileceği;- kullanmaktan kastım, anlayabileceği, söylediklerine göre aksiyon alabileceği, yanlış yapıyorsa düzeltebileceği- hale getirmek.

“HER SEKTÖRDE YAPAY ZEKÂ DEVREYE GİRECEKTİR”
-Size göre yapay zekâ, sıraladıklarınızın haricindeki başka hangi sektörlerde mutlaka kullanılmalı?
Her sektörde devreye girecektir. Başlangıçta bu üç sektörü seçmemizin sebebi, özellikle sigorta ve finanstaki iş insanlarının veri analizi konusunda uzmanlık geliştirmiş ve bir takım modelleme tekniklerine aşina olmaları. Perakendeye girmemizin sebebi de sektörde sürekli akan veriler olması. Oradaki insanların da yapay zekâyı kullanabildiklerini görüyoruz. Telekom, enerji, film, habercilik ve oyun dünyası gibi sektörlerle de temastayız. Yapay zekâ otomotiv, ulaşım ve sağlık gibi bir sürü iş kolunda yapay zekâ kullanılmakta.
-Robotik otomasyonla yapılan ameliyatlarda yapay zekâ etkin bildiğim kadarıyla…
Elbette. O robot ameliyat yerinde ilerlerken ne tür şeylerle karşılaştığını aslında yapay zekâ ve başka algoritmalar kullanarak biliyor. Görülen nesnenin tümör olup olmadığının anlaşılmasında belirleyici oluyor.

“İNANIYORUZ Kİ HER İŞ KOMPLEKS BİR YAPIDADIR”
-Hizmet verdiğiniz geri dönüşleri şöyle bir gözünüzün önüne getirirseniz ne gibi etki-tepkilerle karşılaşıyorsunuz? Nasıl sonuçlara ulaşmışlar?
Mesela sigortacı bir müşterimiz, “Sizin sayenizde yapay zekâ modellerimizi hangi değişkenlerle eğitebileceğimizi biliyoruz.” dedi. Neyin önemli neyin önemsiz olduğunu kendileri görebiliyorlar artık. Geçenlerde bir perakende müşterisi demo sırasında yapay zekâ modeline kendisi baktı ve “Bu modelde bir takım unsurlar yanlış şunları koymamak lazım.” dedi. 5 dakika içinde onları koymadan yeni bir model çıkarttı. Dediklerinin hemen yapılabilir olduğunu gördü ve çok hoşuna gitti. Yapay zekâyı o yönetmiş oldu. Kendisi veri bilimcisi olan müşterimiz bizim sayemizde artık onlarca yapay zekâ modelini kurabilecek. Şu anda onun heyecanını yaşıyor.
-Müşterilerinizi bağımlılıktan kurtarıyorsunuz böylece…
İnanıyoruz ki her iş kompleks bir yapıdır. Herkes işini en iyi kendi bilir. Hedefler ve dinamikler değişkendir. Onların yapay zekâya nasıl aktarılabileceğini ancak o işlerde çalışanlar bilirler. Yapay zekâyı da onlar yönetmek durumundadırlar. Şu anda bunu yapabiliyorlar.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir